top of page

EMDR ve Travma

Savaşlar, fiziksel ya da cinsel saldırılar, deprem, sel, yangın, doğal afetler veya insan eli ile oluşturulan felaketler, iş kazaları, trafik kazaları, kronik veya hayatı tehdit eden bir hastalığın bulunması kişinin baş etme gücünü yetersiz kılan her olay ruhsal açıdan travmatik olaylardır. Fakat yaşanılan her olumsuz olay travmatik bir yaşantı olarak sayılmaz.

 

Kişinin özellikle fiziksel ve psikolojik bütünlüğünü tehdit eden her olay travma olarak adlandırılır. Kişi gerçek bir riskli olaylara tanıklık etmiş, fiziksel zarara uğramış veya buna şahit olup yüksek korku, çaresizlik, dehşet yaşamış ise bu durum kişi için travmatik yaşantı olarak tanımlanabilmektedir.

 

Yaşanan olaya travma diyebilmek için; kişinin fiziksel bütünlüğüne, inanç sistemlerine, sevdiklerine yönelik bir tehdit oluşturması gerekmektedir. Travma; kişi ne yaparsa yapsın hiç beklemediği anda kişiyi olaya karşı güçsüz bırakan ve temel hayat becerilerinden mahrum bırakan, şiddetine bağlı olarak geçmişi şimdi ve geleceğinden koparan zamansızlık hali olarak tanımlanmaktadır.

 

EMDR (Göz hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) kişilerin olumsuz hayat olayları sonucu deneyimledikleri belirtileri ve duygusal rahatsızlığı iyileştirmeye yardımcı olan bir psikoterapi yaklaşımıdır. Araştırmalar EMDR terapisinin danışanlara farklı yaklaşımlardaki terapilere göre daha kısa sürede fayda sağladığını göstermektedir.

 

            Genellikle duygusal yükü ve acısı yüksek anıların iyileşmesinin de uzun zaman alacağı düşünülür. Fakat EMDR terapisi bize gösteriyor ki bedenin fiziksel bir travma sonrası iyileşme kapasitesi olduğu gibi, zihnin de psikolojik travma sonrası iyileşme kapasitesi vardır. Elinizi kestiğinizde bedeniniz yarayı kapatmak ve iyileştirmek için çalışmaya başlar. Fakat eğer yabancı bir cisim ya da bir durum yarayı tetikler durumdaysa acı devam edebilir ve yara iyileşemeyebilir. Bunu yaratan cisim ya da durum ortadan kaldırıldığında iyileşme devam edecektir. EMDR terapisi zihinsel süreçlerimizde de benzer bir akış olduğunu söyler. Beyindeki bilgi işleme sistemi doğal olarak zihinsel sağlığın yönünde çalışacaktır. Eğer sistem rahatsız edici bir olay ya da travma sonucu dengesini kaybeder ya da bloke olursa bu duygusal bir yaralanmaya yol açar ve yoğun acı duyguları hissedilebilir. Aynı bedensel yaralardaki gibi, buradaki yarayı tetikleyen ve blokajı yaratan durum tespit edilip kaldırıldığında doğal iyileşme süreci devam edecektir. EMDR terapistleri eğitimi aldıkları detaylı protokol ve uygulama aşamalarını kullanarak danışanlarının doğal iyileşme süreçlerinin yeniden canlandırılmasına destek olur.

            EMDR terapisi 8 aşamadan oluşan bir tedavi planına sahiptir. Göz hareketleri (ya da farklı modalitelerden çift yönlü uyaranlar) seansların bir bölümünde kullanılmaktadır. Danışan ile birlikte hangi anıyı çalışacaklarını belirledikten sonra, terapist anının farklı yönlerine odaklanmasına ister ve danışandan gözleriyle görüş alanında hareket ettirdiği elini takip etmesini ister. Bunu yaparken, Harvard Üniversitesi’nden bir araştırmada bulgulanan ve REM uykusu ile ilintili biyolojik bir mekanizma ile bağlantı kurulur. Odaklanılan anı ile ilgili çağrışımlar gelmeye başlar ve danışan anıyı ve onunla ilişkili rahatsız edici duyguları, düşünceleri ve duyumları işlemeye başlar. Başarılı bir EMDR terapisinin sonucunda acı ve rahatsızlık veren hayat olaylarına verilen anlam duygusal bir seviyede dönüşüme uğrar.

            Örneğin travmatik bir olay sonrası korku duygusu olan ve kendine dair olumsuz inançları olan bir kişi artık o olay ile ilgili olarak “hayatta kaldım ve güçlüyüm” inançlarına sahip olacaktır. Geleneksel konuşma terapilerinin aksine danışanın kazandığı içgörü terapistin yorumları ile değil, kendi duygusal işleme süreçleri ve özgürleşen zihinsel kapasitesi sonucunda gelişir.

            EMDR terapisinin nihai sonucunda kişiler kendilerini bir zamanlar aşağı çeken ve zorlayan hayat olaylarını artık kendilerini güçlendiren olaylar olarak yeniden çerçeveleyebilirler. Yaraları yalnızca kapanmamıştır, aynı zamanda dönüşüm göstermiştir. EMDR terapisinin sağlıklı bir sonucu olarak danışanların “inançları, duyguları ve düşünceleri” sağlıklı ve çözüm odaklı bir yönde ilerlemeye başlayacaktır.

Daha detaylı bilgi için bkz. EMDR Türkiye Derneği

                                               EMDR Europe 

 

bottom of page