top of page

Çalışan Annenin İş ve Özel Yaşam Dengesi



Çalışan Anne ve Çocuklarıyla İlişkisi

Günümüzde birçok kadın hem annelik, hem de iş kadını kimliğini bir arada yürütmeyi tercih edebiliyor. Kadınların iş dünyasında daha aktif roller almalarının ve ekonomik gerekliliklerin bunda payı büyük. Bununla beraber çoğu zaman çalışan annenin zihninin bir köşesinde ‘Acaba doğru mu yapıyorum?’, ‘Acaba evde çocuğumla daha fazla zaman mı geçirmeliyim?’ gibi soru işaretleri olabiliyor. Toplumdaki yaygın kanı hala en iyi annenin çocuk sahibi olunca işini bırakan veya uzun zaman ara veren anne olduğudur. Oysa annenin çalışmasının çocuğa zarar verdiğini gösteren bilimsel bir araştırma yoktur. Ayrıca annenin çalışan kadın rolü ve iş- özel hayat dengesini iyi kurabilmesi ileride çocuk için iyi bir rol modeli de oluşturabilir.


Buradaki en önemli nokta anne ve çocuğun ilişkisinin kalitesidir. Geçirilen zaman kısıtlı da olsa bazı noktalara dikkat ederseniz çalışsanız da çocuğunuzla sağlıklı bir bağ kurabilir ve onun sağlıklı bir birey olarak yetişmesine yardımcı olabilirsiniz.

  1. Çocuğunuza ayırdığınız zamanda tamamen ona odaklanmaya ve başka şeylerle (televizyon, bilgisayar, telefon vb.) ilgilenmemeye özen gösterin. Olabildiğince göz teması kurun. Bunun saatlerce sürmesi gerekmiyor hatta mesela çocuğunuza onunla 1 saat oynayacağınızı sonra kendi işinizi yapacağınızı söyleyebilirsiniz. Böylece sağlıklı bir sınır da koymuş olabilirsiniz.

  2. Birlikte ne kadar zaman geçirseniz de onun fiziksel, duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarına duyarlı olun ve bunları sabırla, ilgiyle ve güven vererek oluşturmak için elinizden geleni yapın.

  3. Çocuğunuzun duygularını sık sık ona aynalayın, hissettiği duyguları ona bir ayna gibi tekrar edin. Unutmayın çocuklar duygularını anlamlandırmayı ve ifade etmeyi ebeveynlerinden öğreniyorlar. Mesela oyun parkına çıkmak istedi fakat izin vermediniz; ‘Dışarı çıkman için sana izin vermediğim için bana kızgınsın ama önce yemeğini yemen gerekiyor’ gibi. Bu onun duygusal gelişimi ve duygu düzenlemesi için çok önemlidir.

  4. Onunla bol bol konuşun. Çevrede olan biteni ona anlatın, sorularını sabırla ve anlayacağı bir dille cevaplayın. Bu çocuğunuzun zihinsel ve sözel gelişimine çok katkıda bulunacaktır.

  5. Hava kapalı veya soğuk dahi olsa birlikte olabildiğince çok açık hava aktiviteleri yapın, hatta ailecek.

  6. Çocuğunuza sınır koyup gerektiğinde ‘hayır’ diyin. Bazen çalışan anne olarak hissettiğiniz suçluluk duygusundan dolayı sınır koymakta zorlanabilirsiniz fakat bunun çocuğunuza daha fazla zarar vereceğini unutmayın. Çocukların sağlıklı bir gelişim ve güvende hissetmek için sınırlara ve kurallara ihtiyacı vardır aksi takdirde büyüdükleri ve gerçek hayata atıldıklarında çok zorluk yaşarlar.

  7. Çocuğunuzla bol bol oyun oynayın. Bunun için içinizdeki çocuğu yeniden ortaya çıkarın.

  8. Siz işteyken ona bakım veren kişinin yeterince ilgili, sevgi dolu ve bakım konusunda deneyimli biri olduğundan emin olun. Çok sık bakıcı değiştirmemeye çalışın.

  9. Özellikle çocuğunuz 30 aylıktan küçük ise onunla çevresinde bakım veren diğer kişilerden daha fazla ve kaliteli zaman geçirmeye çalışın. Eğer mümkünse iş temponuzu birkaç sene buna göre ayarlayın.

  10. Son olarak çocuğunuzla iyi bir ilişkiniz olması için önce kendinizle de iyi bir ilişkiniz olması gerektiğini unutmayın. Aksi takdirde aşırı fedakârlık yaptığınızda veya kendinizi eşinize ve çocuğunuza adadığınızda yavaş yavaş tükenecek, içinizde öfke biriktirmeye başlayacak ve farkında olmadan sık sık bu stres ve öfkeyi onlara yansıtacaksınız. Oysa siz kendinize de zaman ayırdığınızda, destek kaynaklarınızı etkin bir şekilde kullandığınızda ve aralarda deşarj olduğunuzda özellikle çocuğunuzla çok daha sakin ve huzurlu bir ilişkiniz olacaktır.

Eşin Desteği Önemlidir

Çalışan kadının eşiyle olan ilişkisine gelince ise, ondan destek alması çok önemlidir. Yapılan araştırmalar çalışan veya ev hanımı kadınların eşleri ile iş bölümü yaptıklarında yani erkek ev işleri ve çocuk bakımı ile ilgili sorumluluk aldığında (ki bunun eşit bir sorumluluk olması da gerekmiyor, iki taraf için de uygun, yeterli ve bu desteği ve iyi niyeti gösteren bir iş bölümü olması yeterli) evlilik tatmininin çok daha fazla olduğu ve ilişkinin çok daha kaliteli olduğunu gösteriyor. Ayrıca olabildiğince eşlerin karı-koca rollerini de beslemeleri, arada bir de olsa baş başa zaman geçirmeleri çok önemli.


İş ve Ev Hayatının Sınırlarını Korumak

Artık günümüzde evden çalışmak çok yaygınlaştı. Eğer anne evden çalışan biriyse, burada iş ve özel yaşam sınırlarını çok net koymalıdır aksi takdirde çok zorluk ve stres yaşayıp içsel ve ilişkisel çatışmalar yaşayabilir. Bunun olmaması için aşağıdaki noktalara dikkat etmekte fayda var;

  1. Her gün belli saat aralıkları belirleyip o saatlerde çalışın. Mesela yarı zamanlı çalışmayı tercih ediyorsanız; 10 – 15.00 saatleri arasında, gibi. Bunun herkes tarafından bilinir bir rutin haline gelmesini sağlayın.

  2. Mümkünse evde kendinize özel bir çalışma alanı ve kapatabileceğiniz bir kapısı olsun.

  3. Siz odanız/ofisinizde çalışırken çocuğunuzla ilgilenecek bir bakım veren olsun. Bu kişiye çok acil bir durum olmadığı sürece sizi rahatsız etmemesi gerektiğini söyleyin.

  4. İş haricinde acil ve çocuğunuzla ilgili olmayan bazı durumlar ortaya çıktığında, bunları halletmeyi iş saatleriniz dışına erteleyin.

Eğer dışarıda ve tam zamanlı çalışıyorsanız mümkün olduğunca eve iş getirmemeye özen gösterin. Öncelikle hem iş yerinde, hem de evde çalışmak sizin yeteri kadar dinlenememenize ve zamanla tükenmenize, hem de çocuğunuz ve eşinizle yeteri kadar kaliteli zaman geçirememenize neden olacaktır.


Sorumluluk Duygusu Mu Yoksa Suçluluk Mu?

Çalışan anne ve hatta anne olmanın çok temel duygularından biridir muhtemelen suçluluk duygusu. Özellikle günümüzde birçok anne mükemmel! olmaya, her işi bir arada yürütmeye ve bir koltukta bir sürü karpuz taşımaya çalışıyor. Bu çok gerçekçi bir beklenti olmadığı için de sık sık hayal kırıklığı, kendine güvensizlik ve suçluluk duygularıyla boğuşuyor.


Oysa artık çocuk yetiştirme ilgili çoğu kaynak ve araştırma ‘yeteri kadar iyi anne’ kavramının altını çiziyor. Mükemmel diye bir şey yoktur, devamlı mükemmel olma çabası içinde stres, hayal kırıklığı, tatminsizlik, huzursuzluk barındırır, ‘mükemmel’ gelişime ve doğallığa izin vermez. Bir anne olarak sorumluluk duygusuna sahip olmanız ve çocuğunuz için elinizden geleni yapmaya çalışmanız çok önemlidir. Bu, çocuğunuzun temel ihtiyaçlarını karşılamanız (fiziksel, duygusal ve gelişimsel), onun yanında olmanız, ona sevgi ve ilgi göstermeniz, ona gerektiğinde sınır koymanız, onu dinlemeniz vb. görevleri yerine getirmenizdir.


Gereken sorumlulukları yerine getirirken stres yaşamazsınız, doğal bir akış halinde, huzurlu bir şekilde çocuğunuzla ilgilenirsiniz. Arada problemler çıkabilir, işler yolunda gitmeyebilir, o zaman da bu durumu geldiği gibi kabullenir, yapmanız gerekeni yapar yapamadığınızı da sizi aşanı kabul edersiniz. Bunun yanında, çocuğunuzu suçluluk duyarak yetiştirdiğinizde ise devamlı stres yaşarsınız, gerginsinizdir, kronik bir yorgunluk hissedersiniz, bedeniniz bile tepki verir zaman zaman… Çevrenizdekilerle ilişkilerinizde çatışmalar yaşayabilir ve çocuğunuza karşı daha anlayışsız ve gergin davranabilirsiniz.


Bu sebeple sağlıklı sorumluluk duygusu ve içten içe kemiren suçluluk duygusu arasındaki farkı anlayıp, gerekirse bu konuda bir destek almanızı öneririm.


Şirin Hacıömeroğlu ATÇEKEN

Çift ve Aile Terapisti // B.A.T.E. Kurucu Ortağı


Son Paylaşımlar

bottom of page